Nurettin Yiğit, Kırnallar’ın Ali Molla Yiğit ile Güldane Yiğit’in ilk çocuğu olarak 21 Şubat 1941’de Senirkent’in ilk resmi ebesi Fatma hanımın eline doğdu. Doğduktan çok kısa bir süre sonra babası ihtiyat askeri olarak orduya katıldı. Yaşamının ilk yılında babasız kaldı ama sonra sağ salim babasına kavuştu.Üç yıl sonra erkek kardeşi Hüseyin Yiğit ve üç yıl sonra da kız kardeşi Fadime (Ölmez) dünyaya geldi.
Çocukluğunun ilk yıllarını geçirdiği evin yeri şimdiki Devlet Hastanesi’nin bahçesidir. Nurettin ile arkadaşı Bayram Çelebi çocukluklarında birbirinden ayrılmazlardı. Sabah kim daha önce sokağa çıkarsa ilk iş olarak diğerini dışarı çağırırdı. Eve çok yakın olan Karadede yatırına getirilen adak aşlarını keyifle yer, oyundan oyuna koşarlardı.
İlkokulu Turan ilkokulunda bitirdi. Öğretmenleri Salih Özcan ve İzzet Ayhan’ın çok sevdiği saygılı, titiz ve çalışkan bir öğrenciydi. Onu Gönen Öğretmen okuluna yollamak için çok uğraştılar. Ama olmadı.
1957 yılında Senirkent Ortaokulunu bitirdi. Liseye gitmeyi ve doktor olmayı çok istiyordu. Ama ekonomik koşullar bir an önce para kazanmaya başlamasını gerektiriyordu. Ankara Zırhlı Birlikler Okulu’na gitti. 1959 da okul üçüncüsü olarak mezun oldu. Üçüncülük ödülü o zamanlar yeni çıkan elektrikli otomatik ütüydü.
Astsubaylık yaşamına Ankara’da başladı. 15 mayıs 1960 günü İbiller’in Halil Kamil ve Emine hanım’ın kızı Güldane (Gülşen) Durmuş ile evlendi. Ankara’dan Urfa’ya tayin oldu. Burada ilk çocukları Sebahat doğdu. Daha sonra Sarıkamış’a gittiler. İkinci kızları Ayfer Sarıkamış doğumludur. Astsubaylık yaşamı Kars, Kırklareli ve Ankara’da devam etti. Ankara’da görevli iken 1974 Kıbrıs Barış Harekatına katıldı. 2. Harekat sonunda Türkiye’ye on günlük bir görevle geldiğinde Senirkent’e de gitti. Burada çok büyük bir ilgiyle karşılandı. Törenler yapıldı. Daha sonra dönemin belediye başkanı av. Necati ŞAHİN zamanında evlerinin olduğu mahalleye Kıbrıs mahallesi adı verildi. Kıbrıs’ta görevi bitince Ankara’ya döndü. 1977 de en küçük kızı Mine dünyaya geldi. Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığında çalıştıktan sonra 1979 yılında pek çok başarı ile geçen astsubaylık yaşamını sona erdirerek emekli oldu ve İzmir’e yerleşti.
Ticaret hayatına İzmir’de Gözlük sektörüne girerek başladı. O zamandan beri de bu alanda çalışmaktadır. Halen 1. Beyler Borman İşhanı kat .2 adresindeki Isparta Optikte bu mesleği sürdürmektedir. Bu işyerinin aynı zamanda hemşerilerinin ve dostlarının uğrak yeri olması onu çok mutlu etmektedir.
Nurettin Yiğit yaşamı boyunca hemşerilerini bir araya getirmek, dostluk ve dayanışmayı sağlamak için gayret gösterdi. 1980 darbesi ile tüm dernekler gibi Senirkentliler Derneği de kapatılınca kendi iş yerinden çeşitli faaliyetler sürdürmeye çalıştı. Bu dönemde Abdullah Bayram , Kemal ÇELTİK , Ertuğrul BAL , Münir KAPLAN gibi arkadaşlarıyla beraber hemşerileri bir araya getirmek için pek çok gezi düzenlediler. Dernekler tekrar kurulmaya başlayınca hemen harekete geçtiler. Nurettin Yiğit’in hazırladığı tüzükle Senirkentliler derneği tekrar faaliyete başladı. Kurucu başkan olarak bir süre görev yaptı. Daha sonra Ege Bölgesi Ispartalılar Derneği başkan yardımcılığı ve başkanlığı yaptı. Artık bu görevleri daha genç hemşerilerine bıraktı. Ama onlara her konuda destek olmaya da devam etmektedir.
Nurettin Yiğit başka Sivil Toplum Örgütlerinde de faaliyetlerde bulunmuştur. 1992 de Müziğimizi Araştırma ve Uygulama Derneği’nin kuruculuğunu ve başkan yardımcılığını yaptı. İzmir Sivil Toplum Örgütleri Platformunun kurucularından ve halen de bu kuruluşun istişare konseyi üyesidir. Emekli Astsubaylar ve Gaziler derneklerine de üyedir.
Hem öğrenciliğinde, hem astsubaylık yaşamında, hem ticaret hayatında, hem evliliğinde hem de sosyal yaşamında eşinin de büyük desteği ile mutlu ve başarılı olan Nurettin Yiğit’in de her insan gibi isteyip yapamadığı bazı şeyler de var tabii. Örneğin Gönen Öğretmen Okuluna gidemedi. Ama en büyük kızı Sebahat öğretmen oldu.. Sebahat Yapaşan hemşeri derneklerinde çalışma konusunda da babasının izinden gitmektedir.
Nurettin Yiğit’in çocukluk hayallerinden biri doktor olmak, bir diğeri yazar olmaktı Edebiyata çok düşkün olduğu için özellikle çocukluğunda ve gençliğinde gaz lambası ışığında sabaha kadar roman okurdu.. Ortanca kızı Ayfer Candanoğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olup, halen Manisa’da doktor olarak çalışmaya devam etmektedir. Aynı zamanda yazdığı öykü ve denemeler birçok kültür- sanat dergisinde yayınlanmıştır.
Türk Müziği’ni çok seven Nurettin Yiğit hep keman çalmayı arzu etmiş ve öğrenmeye çalışmıştır. Küçük kızı Mine Yiğit, Devlet konservatuarı keman bölümü mezunudur. Halen Antalya Devlet Senfoni orkestrasında keman sanatçısı olarak çalışmaktadır. Yani aslında tüm düşleri gerçek olmuştur.
Ayrıca Yiğit Yapaşan’ın ve İnci Candanoğlu’nun dedesi olmak hayatının en büyük mutluluklarındandır.