Hoyran Gölünün batısında bulunan Senirkent İlçesi, tarihi dönemler içinde çeşitli medeniyetlerin etkisinde kalmıştır. Yöredeki Yassıören Höyük (Yassıören), Güreme Höyük (Ortayazı), Garip Höyük (Garip), Tohumkesen Höyük (Büyükkabaca), Aralık Höyük (Büyükkabaca), Gençali Höyük’de (Gençali) yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda ilk yerleşimin Tunç Çağı’na (MÖ.3000-1200) kadar indiğini göstermektedir. Hitit kaynaklarında yöreden Pitaşşa olarak söz edilmesi, Hititlerin bu bölgeye kadar indiğini de göstermektedir. Frigler (MÖ. 750-690), Lydialılar (MÖ. 690-547) ve Persler (MÖ. 547-334), Makedonyalılar (MÖ.334-323), Seleukoslar, Pergamon Krallığı yöreye hakim olmuştur. Seleukoslar MÖ. l88’de Roma ordusuna yenilerek, Apameia (Dinar) Barışını imzalamış ve Toroslara kadar olan kısımdan çekilmişlerdir. Bundan sonra bölge Romalılar tarafından Pergamon Krallığına bırakılmıştır. Pergamon Kralı III.Attalos’un vasiyeti üzerine burası da çevre ile birlikte Romalılara verilmiştir. Romalılar çevredeki diğer yerleşim yerleri ile birlikte Senirkenti de MÖ.102-49 yılları arasında önce Kilikia Eyaletine daha sonra da Asia Eyaletine bağlamışlardır. MÖ.39 yılında Galat Kralı Amyntas’ın kontrolüne giren bölge MÖ.25 yılına kadar bu durumda kalmış, daha sonra Galatia Eyaleti içine alınmıştır.
Pisidia bölgesinin kuzey batısında Frigya sınırına yakın olan Tymandos antik kenti bugünkü Yassıören Kasabası yakınlarındadır. Kentin kuruluş tarihi hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak kentin ismi, Ortaçağ kilise kayıtlarında Tymandos veya Tymandros olarak geçmektedir. Bu kentten herhangi bir kalıntı olmamakla birlikte Yassıören’de dağınık durumda bulunan Roma Dönemi mimari parçalar, kapı biçimli ve alınlıklı mezar stelleri ile Geç Arkaik Çağa (MÖ 540/530-480) ait iki adet mezar steli bulunmuştur.
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra yöre Bizanslılarla Selçuklular arasında sık sık el değiştirmiştir. Senirkent, 1370 yılında Oğuzların Kayı boyundan gelen bir kısım Türkler tarafından kurulmuştur. Şeyh Ahmet Sultan, Elperek ve Turgut Babaların emrinde gelen Türkler bu topraklar üzerine yerleşmişler ve buraya “Eğimli arazi üzerine kurulmuş şehir” veya “Sınır boyundaki şehir” anlamına gelen “Senirkent” ismini vermişlerdir. 1370 yılında kurulan Senirkent, ve civarı 1361 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır.
XIX.yüzyıl sonlarında Konya vilayeti, Hamid Sancağının merkez sancağına bağlı bir nahiye olarak yönetilmiştir. Tanzimat’tan sonraki idari yapılanma içerisinde de Isparta sancağına bağlı kaza statüsü kazanmıştır.
Milli Mücadele yıllarında Senirkent’te, 17 Şubat 1920’de Bezirganzade Ali Efendi’nin başkanlığında, Başyiğitzade Süleyman Efendi, Meydanzade Hafız Mehmet Efendi, İdriszade Ali Efendi, Durmuşzade Tevfik Efendi, Yassıviranlızade Hüseyin Efendi, Tola Bayramzade Hacı Veli Efendi’den oluşan Müdafaa-i Hukuk Heyeti kurulmuş ve cepheye maddi ve manevi katkıda bulunulmuştur.
Cumhuriyetin ilanından sonra Uluborlu ilçesine bağlı bir bucak olan Senirkent 1952’de ilçe konumuna getirilmiştir.
Senirkent ilçesinde 1995 yılında meydana gelen sel sonucunda 74 kişi hayatını kaybetmiştir. Aynı yerde 1996 yılında ikinci kez sel afeti meydana gelmiştir.
İlçede günümüze gelebilen eserler arasında; Uluğbey Veli Baba Camisi, Veli Baba Sultan Türbesi bulunmaktadır. Ayrıca ilçede Tymandos antik kenti kalıntıları, Yassıören, Güreme, Garip, Tohumkesen, Aralık, Gençali höyükleri bulunmaktadır.